Türk icra hukukunda, borçların tahsili amacıyla iki temel icra takip yöntemi bulunmaktadır: ilamlı icra takibi ve ilamsız icra takibi. İlamsız icra, mahkeme kararı olmaksızın başlatılan bir takip türü iken, ilamlı icra, mahkeme kararı gibi bir ilama veya ilam niteliğindeki belgeye dayanır. Bu makalede, ilamlı ve ilamsız icra takiplerinin farklarını detaylı bir şekilde ele alacak ve hangi durumlarda hangisinin tercih edilmesi gerektiğine dair bilgi sunacağız.
İçindekiler
Toggle
İlamlı İcra Takibi için şu makalemize göz atabilirsiniz: İlamlı İcra Takibi
İlamsız İcra Takibi için şu makalemize göz atabilirsiniz: İlamsız İcra Takibi
İlamsız ve İlamlı İcra Takibi Nedir?
İlamsız İcra Takibi, alacaklının elinde bir mahkeme kararı olmaksızın borcunu tahsil edebilmesi için başvurduğu bir icra türüdür. Bu takip, doğrudan icra dairesine başvuru yapılarak başlatılır ve borçluya bir ödeme emri gönderilir. Borçlu, bu ödeme emrine İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 62. maddesi uyarınca 7 gün içinde itiraz edebilir. İlamsız icra takibi, özellikle ticari alacaklar gibi basit ve belgeli borç ilişkilerinde sıkça kullanılır.
İlamlı İcra Takibi ise alacaklının elinde mahkeme kararı, noter senedi veya ilam niteliğinde başka bir belge bulunduğunda başvurabileceği bir icra yoludur. İlamlı icra takibi, İİK 38. maddesi ve devamı hükümlerine dayanarak başlatılır ve borçlunun borcunu ödememesi durumunda, borçlunun mal varlıklarına el koyma ve satış işlemleri başlatılabilir. Bu tür icra takibinde, borçluya gönderilen icra emrine karşı sınırlı bir itiraz hakkı vardır ve bu itiraz, yalnızca ilamın şekilsel veya usuli geçerliliği ile sınırlıdır.
İlamsız ve İlamlı İcra Takiplerinin Farkları
İlamlı ve ilamsız icra takipleri arasındaki temel farklar aşağıdaki başlıklar altında ele alınabilir:
1. Dayanak Belgeler
- İlamsız İcra Takibi: Mahkeme kararı gibi bir belgeye gerek olmadan başlatılır. Alacaklının elinde fatura, sözleşme gibi belgeler bulunabilir, ancak bunlar ilam niteliğinde değildir. Bu tür takip, mahkeme sürecine başvurulmadan alacaklının talebiyle icra dairesine yapılan başvuruyla başlatılır.
- İlamlı İcra Takibi: İlamlı icra takibi ise bir mahkeme kararı, noter senedi veya başka bir ilam niteliğinde belgeye dayanır. Alacaklının bu belgelerle icra takibini başlatabilmesi için belge mahkemece verilmiş ve kesinleşmiş olmalıdır.
2. İtiraz Süreci ve İtiraz Hakkı
- İlamsız İcra Takibi: Borçlu, kendisine tebliğ edilen ödeme emrine karşı 7 gün içinde borcun varlığına, miktarına veya takibin yetkisine itiraz edebilir. Borçlunun yapacağı bu itiraz, icra takibini kendiliğinden durdurur ve alacaklının itirazın kaldırılması için mahkemeye başvurması gerekir.
- İlamlı İcra Takibi: Borçlu, ilamlı icra takibinde yalnızca ilamın hukuki geçerliliğine ve icra emrinin şekilsel hatalarına dayanarak itirazda bulunabilir. Bu itirazlar, mahkeme kararı gibi güçlü bir belgeye dayandığı için sınırlıdır ve borçlunun borcun esasına ilişkin itirazları genellikle kabul edilmez.
3. Takip Süreci ve Haciz İşlemleri
- İlamsız İcra Takibi: Borçlu, ödeme emrine itiraz etmez ve borcunu ödemezse, alacaklı haciz yoluna başvurabilir. Haciz süreci, borçlunun mal varlıklarının tespiti ve bu malların satışa çıkarılması şeklinde ilerler. Bu takip türünde, alacaklının borçlunun mal varlıklarına erişmesi daha uzun sürebilir çünkü borçlunun borca itiraz etme ve bu itirazı mahkemede savunma hakkı vardır.
- İlamlı İcra Takibi: Borçlu, icra emrine uygun olarak borcunu ödemezse, alacaklı doğrudan haciz talebinde bulunabilir. Haciz işlemleri daha hızlı bir şekilde başlatılabilir çünkü alacaklı mahkeme kararı gibi güçlü bir belgeye dayanmaktadır. Bu, alacaklının hakkını daha kısa sürede elde etmesini sağlar.
4. Zaman ve Maliyet Avantajları
- İlamsız İcra Takibi: İlamsız icra takibi, özellikle mahkeme sürecine başvurmadan alacaklının borcunu tahsil edebilmesi açısından hızlı ve düşük maliyetli bir yöntemdir. Ancak, borçlunun itiraz etmesi durumunda süreç uzayabilir ve mahkemeye taşınabilir.
- İlamlı İcra Takibi: Mahkeme kararına dayandığı için ilamlı icra takibi daha hızlı ve kesin sonuç doğurur. Borçlunun itiraz hakkı sınırlı olduğu için sürecin uzama riski daha düşüktür. Ancak, bu yöntem için alacaklının elinde kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunması gerektiğinden, süreç ilamsız icra takibine kıyasla önceden daha uzun bir aşama içerebilir.
5. Alacaklının Elindeki Güvence
- İlamsız İcra Takibi: Alacaklının elindeki belgeler mahkeme tarafından doğrulanmamış belgelerdir ve bu durum, borçlunun itiraz etmesi halinde alacaklının borcunu tahsil etmesini zorlaştırabilir. Alacaklının borca dayanak oluşturan belgeleri mahkemede ispatlaması gerekebilir.
- İlamlı İcra Takibi: Alacaklı, bir mahkeme kararına veya noter onaylı ilam niteliğinde bir belgeye sahip olduğundan, borcun tahsili konusunda daha güçlü bir hukuki güvencesi bulunmaktadır. Borçlunun bu karara itiraz hakkı sınırlı olduğu için, alacaklının hakkını elde etmesi daha olasıdır.

Hangi Durumlarda Hangi İcra Takibi Tercih Edilmeli?
- Belge Durumu: Alacaklının elinde kesinleşmiş bir mahkeme kararı varsa, ilamlı icra takibi tercih edilmelidir. Bu yöntem, borcun hızlı ve kesin bir şekilde tahsil edilmesini sağlar.
- Borcun Hızlı Tahsili: Eğer alacaklının elinde mahkeme kararı yoksa ve borcun hızlı bir şekilde tahsil edilmesi gerekiyorsa, ilamsız icra takibi daha uygun olabilir. Ancak bu durumda, borçlunun itiraz hakkını kullanma ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır.
- Borçlunun İtirazı Durumu: Borçlunun borcun varlığına veya miktarına itiraz edebileceği durumlarda, ilamsız icra takibi, borçlunun itiraz sürecini başlatabilir. Bu durumda, alacaklının sürecin uzamasını göze alması gerekecektir.
Sonuç
İlamlı ve ilamsız icra takipleri, Türk icra hukukunda borçların tahsili amacıyla başvurulan iki temel yöntemdir ve her birinin kendine özgü avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır. İlamsız icra takibi, hızlı ve düşük maliyetli bir yöntem olmakla birlikte borçlunun itiraz hakkı geniştir. Buna karşın, ilamlı icra takibi, bir mahkeme kararına dayanarak borcun tahsil edilmesini sağladığı için daha kesin ve güvenli bir yoldur. Alacaklı ve borçlu arasındaki uyuşmazlıkların türüne ve mevcut belgelere bağlı olarak bu iki icra takip yönteminden hangisinin tercih edileceğine karar verilmelidir.
Her iki icra türünde de süreçlerin hukuka uygun olarak yürütülmesi ve tarafların haklarının korunması büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, icra takibi sürecinde profesyonel hukuki danışmanlık almak ve gerekli adımları doğru şekilde atmak, tarafların menfaatlerinin korunması açısından kritik bir rol oynar. İcra takibi türü seçimi ve sürecin yönetimi ile ilgili daha fazla bilgi ve destek almak için bir avukata başvurmanızda fayda vardır.
